Instagram
adlı sosyal paylaşım sitesinde sıkça rastladığımız, çocuklarının fotoğraflarını
ve videolarını paylaşarak 100 bine yakın takipçi kitlesine ulaşan annelerden
bazıları "sosyal medya anneleri"
Instagram'da
"ollaluna" kullanıcı adına sahip olan Yeliz Yılmaz ve
"pembekoala" kullanıcı adına sahip Funda Korkut ile görüştük. Yeliz Yılmaz, Halkla İlişkiler
mezunu, uzun yıllar yurtdışında yaşamış, Türkiye'ye döndüğünde reklam
sektöründe çalışmaya başlamış. Funda Korkut ise Turizmci, oğlu Batuhan
doğduğundan beri çalışmıyor, gelirini instagram üzerinden yaptığı reklamlar ve
tanıtım filmlerinden elde ediyor. İkisinin ortak noktası, sosyal medya
üzerinden aynı işi yapıyor olmaları ve ikisinin de aynı yaşta erkek
çocuklarının olması. İkisinin de, sosyal medyada tanınma maceraları doğum
fotoğrafları sayesinde başlıyor. Instagram hesabında 60 bin takipçisi olan Korkut, genelde hamilelik fotoğraflarının saklanıldığını,
kendisinin paylaşıyor olmasının insanlar tarafından farklı bulunduğunu bu
farklılık sayesinde keşfedilmeye başladığını söylüyor. Takipçi sayısının günden
güne artmasını, sosyal medya'da doğal olmalarına bağlayan Korkut ile Yılmaz
aynı fikirde. Instagram'da 100 bin takipçisi olan Yılmaz, amacının sosyal medyada sadece güzel görüntüler vermek
olmadığını aksine çocuğunun çok çirkin hallerini de koyuyor olmasının insanlara
samimi geldiği görüşünde.
Yeliz
Yılmaz: "Bu bakışın çok fazla beğeni ve yorum getirdi bundan sonra hep
böyle bakacaksın tarzında bir yaklaşımım olmadı."
Çocuklarının
psikolojilerini etkileyecek bir durum olmadığının altını çizen Yılmaz, oğlu
Gece'nin, yeni yeni fotoğraf ve
videolarının çekildiğinin farkında olmaya başladığını ve bunun onda bir
değişiklik yaratmadığını söylüyor. Oğlunun, fotoğrafının çekildiğini görünce
farklılaşmamasının nedenini şu şekilde açıklıyor: "ben onun fotoğrafını
çekerken, ne yapıyor ise onu çekiyorum, oyun oynuyorsa oyun oynaşını çekiyorum,
onu oyundan koparıp gel şimdi bana poz vereceksin, hiçbir zaman demedim." diyor.
Çocuğunun şuanda sosyal medya üzerinde kendisine olan ilginin farkında olmadığını
belirten Yılmaz, oğluna: " Sen şöyle baktın, bu bakışın çok fazla beğeni
ve yorum getirdi bundan sonra hep böyle bakacaksın." tarzında bir
yaklaşımının olmadığını söylüyor. Funda Korkut, fotoğraf ve video konusunda
oğlunu hiç zorlamadığını belirtiyor. Korkut: "sonuçta bu onun hayatı, nereye
kadar gider? onun istediği yere kadar gider, dolayısıyla onu sıkıntıya sokan
bir durum yok şuan, ama çok mutsuz olan çocuklarda görüyorum , sürekli asık
suratlı pozlar veren çocukların poz vermeye zorlandığını düşünüyorum açıkçası."
diyor.
Her
şey para demek değil sadece para için yapmıyorum bunu
Çocuk
doğurayım da insanlara tavsiyeler vereyim diye başlamadığını her şeyin
kendiliğinden geliştiğini söyleyen Funda Korkut, insanların bir şekilde sosyal
medya üzerinden hayatına tanık olduklarını ve bu sayede bir güven duygusu oluşturduğunu,
bu güven sayesinde insanların, çocuklarla ilgili sorular sormaya başladığını
söylüyor. İnsanların onlara güvenmesiyle ve takipçi sayılarının artmasıyla
beraber, bazı reklam ajansları kendilerine çeşitli tekliflerde bulunuyor. Ağızlarından
çıkan her şeyin bir çocuğu direkt veya dolaylı yoldan etkileyeceği görüşünde
olan anneler, sorumluluklarının moda veya makyaj bloggerlarına göre bir tık
daha fazla olduğunu söylüyorlar. Reklam konusunda çok seçici olduklarını
belirten Korkut ve Yılmaz, kendi çocuklarında uygulamadıkları bir şeyin
reklamını yapmadıklarını söylüyorlar.
Çocuklar söz konusu olunca ekstra hassas olunması gerektiğini belirten Korkut,
"içeriğini araştırdıktan sonra güvenmediğim ürünleri reddediyorum, ben bu
yolu seçtim, ama bunu yapmayanlarda var. Ben başımın ağrımasını istemiyorum.
Benim çocuğuma alerji yapmaz, başkasınınkine yapar, bu sefer dönüp de bana, ' sen
aldırdın, senin yüzünden oldu' denmesini istemediğim için kabul etmiyorum,
tamamen kendi tecrübemi yazıyorum.diyor." İnsanların, "para için
çocuğunuzu kullanıyorsunuz" tarzında ki yaklaşımlarından oldukça rahatsız
olan Yılmaz: " Her şey para demek değil sadece para için yapmıyorum
bunu."diyor.
Funda
Korkut: " O kadar çok seven insan var ki, 2 gün bir şey koymayınca
insanlar merak ediyor, mesajlar atıyor.Bu sevgi olmasa çekilecek bir şey
değil."
Sosyal
medya üzerinden yaptıkları bu işin, oluşturduğu endişelerin üzerinde duran
Yılmaz, çocuğunun birçok kişinin bildiği bir çocuk haline geldiğini dolayısıyla
dışarıda onunla gezerken dikkat etmeye çalıştığını söylüyor. İnsanlar oğluna
yaklaşmaya başladığında, önlerine geçip ilk önce kendisinin merhaba dediğini
söyleyen Yılmaz şöyle devam ediyor: "Gece'nin, her yabancıyla
konuşabilirim izlenimi, bilinçaltında oluşmasın diye , önce benimle konuşun,
arkadaşım olduğunuzu düşünsün ki öyle sizinle iletişime geçsin diyorum
insanlara." diyor. Korkut, çok fazla kötü içerikli yorumlar almadığını
belirtirken, Yılmaz, sosyal medyada ciddi terörlere maruz kaldığını söylüyor. Kısa
bir zaman önce sahte bir hesap tarafından cinsel içerikli ve fotoğraflarında
bulunan konumlar sayesinde şimdi oraya geliyorum tarzında mesajlar aldığını
söyleyen Yeliz Yılmaz, bu tarz saldırılara maruz kaldığında "lanet olsun
artıp deyip, kapatıp gitmek istiyorum." diyor. Kendisinin de bazen
kapatmak istediğini söyleyen Korkut: "o kadar çok seven insan var ki, 2
gün bir şey koymayınca insanlar merak ediyor, mesajlar atıyor.Bu sevgi olmasa
çekilecek bir şey değil." diyor.
Gülşen
Yıldırım: "Çocuğun sosyal-duygusal gelişim alanları olduğunu göz önünde
bulundurarak fotoğraf paylaşımlarının yapılması gerekiyor."
Annelerin, çocuklarının
özel anlarına, gelişimlerine dair paylaşımlar yapmayı her zaman çok sevdiğini
belirten çocuk gelişim uzmanı Gülşen Yıldırım, sosyal paylaşım siteleri
yaygınlaşmadan önce gazete ve dergilerde, köşe yazısı yazma şansı olan
annelerin, çocuklarına ilişkin ayrıntıları anlatarak daha geniş
kitlelere ulaştıklarını söylüyor. Sosyal medya ile kullanılabilirliğin
yaygınlaştığını hem de paylaşımlara görsellik eklendiğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam ediyor: "Paylaşılan görsellerin ulaştığı kişi sayısı fark etmeksizin "
henüz bu konuda hiç bir fikri beyan edemeyen hatta ne olduğunu dahi anlayamayan
bir çocuğun günlük yaşantısının her anının fotoğraflanması ve çocuğun izni
olmadan her
ayrıntının başkaları ile aşırı paylaşımı özellikle büyüdükçe bir çok çocuğu
rahatsız eder. Özellikle ergenliğe doğru küçükken komik gelen şeyler,
utandırıcı olmaya başlar ve bunları paylaşan ebeveynlerine öfke
duyabilirler." Bir grup çocuk içinse göz önünde olmanın, ilgi toplama ve
sevilme aracı olarak görülmesinin diğer yönlerinin gelişiminin olumsuz
etkileyebileceğini söylüyor. Bu ilginin çocuk büyüdükçe aynı şekilde devam
etmeyebildiğini belirten Yıldırım : "ilgiyi sürdürmek için uğraşların
getireceği sorunlar, ilgi kaybının getireceği çökkünlükler ve daha birçok
beklenmedik sorun sıralanabilir.'' diyor.
Çocuklarının fotoğraflarını paylaşmanın
ebeveynlerin en doğal hakkı olduğunu önemle belirten pedagog, dikkat edilmesi
gereken konunun çocuğun sosyal- duygusal gelişim alanları olduğunu göz önünde
bulundurarak fotoğraf paylaşımlarının yapılması gerektiğini söylüyor. Güvenlik
ayarlarına da gereken özeni göstermeleri konusunda anneleri uyaran Yıldırım, aileleri
her konuda olduğu gibi bu konularda da çocuklarına doğru rol model olmaları
konusunda uyarıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder