Türkiye'de antika
eşya satıcılığı yıllardır süregelen bir gelenek . Son yıllarda yalnızca eşyalar
değil, ikinci el ve vintage kıyafetler
de rağbet görmekte. Avrupa'da yıllardır devam eden ikinci el kıyafet satılan
bit pazarları ülkemizde de son yıllarda ilgi görmekte. Türkiye'de, önce ki
yıllarda, başkalarına ait veya belirli bir dönemi yansıtan kıyafetleri giyinme
fikri pek yaygın değildi, ancak artık moda haline gelen vintage ve ikinci el
kıyafetler, özellikle gençlerin ilgisini çekiyor.
Cihangir'in dar sokaklarında yürüyorum.
Korna sesi yok denecek kadar az, sanki İstanbul'da değilmişim gibi. Az ileride
içerisi tıklım tıklım olan bir butiğe takılıyor gözüm. Hemen içeri atıyorum kendimi. İçerisi buram
buram tarih kokuyor. Sanki bir dönem filmi çekiliyor da müşteriler de bu filmin
oyuncusu. Tuttuğunu kapan kasaya koşuyor çünkü her şeyden bir tane var. Rengarenk
otrişler, koca koca çerçeveli gözlükler, yıllanmış saatler, giyilmiş terlikler,
70- 80 ve 90'lı yılları hatırlatan ceketler, babaannelerimizin sandıklarında
özenle sakladığı diz altı elbiseler, üzeri aşınmış çantalar ve daha sayamadığım
bir döneme damga vurmuş giysiler ve aksesuarlar... İnsanların bu yoğun ilgisi
merakımı daha da arttırıyor. Butik sahibiyle ikinci el ve vintage ürünler
hakkında derin bir sohbete dalıyorum. Cihangir'de ki bu butiğin adı, Madam Mare
Vintage, karı koca işletiyor bu sevimli butiği, Esra ve Ferhat Sak. Bu
butiklerden alışveriş yapanlar kadar, bu butiklerden alışveriş yapanları merak
edenler var, bende bunlardan biriyim bu sebeple ilk olarak kendilerine ikinci
el ve vintage terimleri arasında ki farkı soruyorum. Esra Hanım aynı gibi
görünen bu iki terimin aslında çok farklı olduğunu, vintage , döneminde
üretilen ürünlere verilen bir ad, ikinci el, ise güncel üretimlerin tekrar
değerlendirilmesiyle oluşan kavram olduğunu söyledi. Mağazalarına, ürünlerini
özenle seçen karı koca, ürünlerin %90'ını İtalya, Almanya ve Fransa başta olmak
üzere çeşitli ülkelerden tamamen kendi zevkleri ve müşterilerden gelen talepler
doğrultusunda toparlıyorlar.. Fiyatların neden bu kadar pahalı olduğunu
sorduğum da alınan ikinci el ürünleri onarırken oldukça masraf yaptıklarını
belirtiyorlar. Vintage ürünlerin fiyatlarının üretim tarihi ve kondisyonlarına
göre belirlendiğini de söylediler. Ülkemizde vintage ürünlerin yurtdışına göre
oldukça uygun fiyatlı olduğunu, mağazalarına gelen turistlerinde bu ucuzluk
karşısında şaşkınlık geçirdiklerini söylüyorlar.
Bu mağaza benim ilgimi çekiyor ama
zara ilgimi çekmiyor
Biz konuşurken, içeriye giren bir müşteri
dikkatimi çekiyor. Sanki başka bir dönemden fırlamış gibi. Gözüme yabancı
görünen bu kişiye, ortamın atmosferinden ötürü olacak ki çabuk ısınmaya
başlıyorum. Esra Hanım bu kişiye baktığımı fark edip, yanımıza çağırıyor.
Kendisi butiğin daimi müşterilerinden Nazlı Atasoy. Nazlı Hanım, konuya o kadar
hakim ki ben sormadan meraklarımı gideriyor hemen. Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Fakultesi'nde Tekstil Bölümü okuduğunu, vintage ve ikinci el tutkusunun
babasının antikacı olmasından geldiğini söylüyor. Daha çok yurtdışından
alışveriş yaptığını, Türkiye'de genelde ikinci el ürün satan pazarlardan
alışveriş yaptığını birde bu butiğin vazgeçilmezleri arasında olduğunu
söylüyor. Günümüzdeki sözde vintage tutkunlarını da eleştirmeden duramıyor
Nazlı, kendisinin sırf modaya uymak için almadığını bunu bir hayat ve yaşayış
tarzı olarak gördüğü için bu şekilde yaşadığını üstüne basa basa söylüyor.
Nazlı, sokakta yürürken kendisine bu dünyaya ait değilmiş gibi bakanlardan da
son derece rahatsız. Öyle ki bu tutkunluğa sahip insanlar, belli bir kesim
tarafından yadırganıyor, yani insanlarımız
vintage ürünlere ilgi gösteriyor gibi görünse de ülke baştan aşağı
vintage ı henüz kaldıramıyor. Nazlı'nın,
kendini özgür hissettiği yerlerin başında Cihangir, Çukurcuma, Beyoğlu
geliyor...
Bu işin nerede yapıldığı değil nasıl
yapıldığı önemli
Başka şehirlerde bu tutku nasıl ilerliyor merak
ediyorum. İnternetten vintage butikler hakkında ufak bir araştırma yaparken
karşıma sürekli "KÜF" adında bir butik çıkıyor. İzmir'de Alsancak'ta
bir butik, telefon yoluyla ulaşıyorum butik sahibi, Buket Hanıma. Kendileri
daha çok internetten satış yaptıkları için vintage ürünlerin internet
piyasasında nasıl işlediğini merak ediyorum. Buket Hanım Küf Vintage'da
ağırlıklı olarak günümüz trendlerinin vintage yorumlarının bulunduğunu, dökümlü
kaşmir paltolar, tulumlar, 80'li ve 90'lı yılların deri ve denim ceketler,
dünya markalarının altın kaplama ve sınırlı sayıda üretilmiş gözlükleri,
çizgili takımlar, oduncu gömlekler ve blazerlara rastlamanın mümkün olduğunu
söylüyor. Vintage tutkunları tarafından, Türkiye'nin en popüler vintage
butikleri arasına girmeye hak kazanmış butikte İstanbul-Ankara-Antalya başta
olmak üzere Türkiye'nin her yerine ürün satılıyor. Butiğiniz İstanbul'da olsa
daha mı çok satış yapardınız diyorum, ''Bizde bu işin nerede yapıldığı değil
nasıl yapıldığı önemli'' şeklinde cevap veriyor soruma Buket Hanım.
Son dönem de bu tutkunun artış göstermesini de
şuna bağlıyor butik sahibi, vintage'ın bir kültür olduğunu. Bu kültürle tanışan
insan sayısının artmasıyla vintage giyenlerinde arttığını söylüyor. İnsanların
bu kültürle tanışmasında ki rolün başında şüphesiz televizyon programlarının
geldiğinin de altını çiziyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder