Ülkemizde
son 5 yıl içerisinde bilinçsiz ilaç kullanımı sonucunda hayatını kaybeden insan
sayısı arttı. Bu artışı tetikleyen etkenlerin başında internet siteleri
üzerinden satılan içeriği belirsiz ilaçlar geliyor. Peki bu siteler niçin
kontrol altına alınamıyor, bitmesi gereken yerde niçin artarak çoğalıyor?
Teknik altyapı yetersiz
Sağlık
Bakanlığı Denetmen Yardımcı Selçuk Aygülü, durumu şöyle açıklıyor: "Mevzuata
aykırı sağlık beyanı ifadeleri ile ürün tanıtım veya satışının internet
siteleri üzerinden yapıldığının tespiti halinde; kurumumuz, sağlık beyanı
kavramının mevzuatta yer almaya başlaması ile birlikte Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı ile imzalanan protokol gereği, sağlık beyanı ile ürün
tanıtım veya satışının gerçekleştirildiği internet sitelerini, Güvenli İnternet
Hizmeti kapsamına alınması için online ihbar yoluyla Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına
bildirmekteydi. Fakat ülkemizde Güvenli İnternet Hizmeti, kullanım alanının pek
yaygın olmaması nedeniyle, bu işlemler çok etkili olmamaktaydı. Daha sonra,
internet sitelerinin tamamen erişime engellenmesinin daha iyi bir yöntem
olabileceği düşünüldü. Yapılan mevzuat düzenlemeleri kapsamında, 1262 sayılı
Tıbbi Müstahzarlar Kanununun 18. maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkrasına göre, ' Tanıtım veya satışların internet üzerinden yapılması halinde,
Bakanlık tarafından derhal erişimin engellenmesine karar verilir ve bu karar
uygulanmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na bildirilir. Yetkili
merciden izin almaksızın veya verilen izne aykırı olarak sağlık beyanı ile ürün
tanıtım ve satışını yapanlar hakkında Yirmi Bin Türk Lirasından Üç Yüz Bin Türk
Lirasına kadar idari para cezası verilir.Fiillerin tekrarı halinde verilecek
idari para cezası, daha önce verilen cezanın iki katı olarak uygulanır.' Aynı
kanunun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre ise 'Müstahzar olmamakla beraber
hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını
pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya
başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması halinde 18. maddenin
üçüncü fıkrası uygulanır.' şeklinde düzenlenmiştir." dedi. İnternet
üzerinden satılan ilaçların satışını arttırmak için Sağlık Bakanlığı'ndan
onaylıdır cümlesine kesinlikle güvenilmemesi gerektiğinin sıklıkla altını çizen
Aygülü, "1262 sayılı kanuna göre, Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat almış
ürünlerin internet, televizyon ve radyo dahil olmak üzere reklam ve tanıtımı
yasaktır." dedi.
Aygülü
sözlerine şöyle devam etti: " İlgili internet siteleri, kurumumuzca
hazırlanan 6502 sayılı kanunda 'Tüketiciyi aldatıcı veya onun tecrübe ve bilgi
noksanlıklarını istismar edici, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü,
hastaları, yaşlıları, çocukları ve engellileri istismar edici ticari reklam
yapılamaz.' hükmü doğrultusunda internet siteleri, reklamların aldatıcı ve
yanıltıcı olması nedeniyle gereğinin yapılması için Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı'na bağlı Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü'ne bildirilir. Anılan
Bakanlıkta kendi mevzuatı çerçevesinde gerekli incelemeleri yaparak konuyu
değerlendirir, reklamları durdurma ve idari para cezası uygulama işlemleri
gerçekleştirir." dedi.
İnternet
sitelerinin erişime engellenmesine dair alınan kararların uygulanması
aşamasında bazı teknik sorunların da yaşandığının altını çizen Aygülü, bunu bir
örnekle açıkladı. " Örneğin, "http" protokolüne göre hazırlanan
internet siteleri tarafımızca erişime engellenebilirken, "https"
protokolüne göre hazırlanan internet siteleri teknik altyapı yetersizliği
nedeniyle erişime engellenememektedir. Diğer taraftan, kapatılan internet
sitesi hangi hizmet sağlayıcı (ttnet, vodafone, turkcell, vs.) altyapısını
kullanıyorsa o operatör şirket ile beraber diğer şirketlerinde bu kararı
uygulaması gerekiyor ki hiçbir hizmet sağlayıcıdan o siteye ulaşılamasın. Bazı
hizmet sağlayıcılarının bu kararları geç veya hiç uygulamaması halinde internet
siteleri bu hizmet sağlayıcıda açılırken, kararı uygulayan diğer hizmet
sağlayıcılardan bu sitelere erişim mümkün olmamaktadır." dedi.
Yer
yüzündeki savaştan daha zor
Bilişim
Uzmanı Hüseyin Dursun, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bizim
kullandığımız internetin, internetin çok küçük bir kısmı olduğunu söyleyen
Dursun, şikayet gelmeden, bu internet sitelerini tamamen kapatabilmek için,
şebekeyi ele geçirmek gerektiğini, bunun içinde ciddi bir altyapı gerektiğini
vurguladı. Bunun bir teknolojik sorun olduğunu söyleyen Dursun, ne kadar takip
edilirse edilsin, bu siteleri açanların, internetin erişilemeyen yerlerini
kullandıklarını belirtti. Bu sitelerle mücadele etmenin yer yüzündeki savaştan
daha zor olduğunu da sözlerine ekledi.
Eczacıları
odasının konuyla ilgili çalışmaları devam ediyor
İstanbul Eczacı
Odası Kurumsal İletişim Müdürü Merve Memişoğlu, bu konuyla ilgili haftada en az
5 kez şikayet aldıklarını, bu şikayetler doğrultusunda, ilaçların satıldığı web
sayfalarına dava açtıklarını ve Sağlık Bakanlığına da başvuruda bulunduklarını
söyledi. Türk Eczacılar Birliği seçimleri sonrası, Eczacı Birlikleri internette
ilaç satışının önünün kesilmesi konusunda girişimde bulunacaklarını söyleyen
Memişoğlu: "Bizimde bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam
etmektedir."dedi.
Bu tip davalarda
hiçbir şey elde edilemiyor
Avukat Mahmut
Koyuncu daha önce konuyla ilgili birkaç davada bulunduğunu söyledi. Koyuncu bu
davaları genel hatlarıyla anlattı. İnternet üzerinden satış yapanların iktisadi
ve ekonomik durumlarının olmadığını, bireye zarar verdikleri zaman bunu tazmine
edecek kişi oldukları için, bu tip davalarda hiçbir şey elde edilemediğini
söyledi. Bunu daha önceki davalarından birinde yaşadığını belirten koyuncu, o
davayı şöyle anlattı. Müvekkilinin, internet üzerinden aldığı bir kremin
cildinde yanıklar oluşturduğunu belirterek açtığı tazminat davasını
kazandığını, fakat satın aldığı sitenin kurucusunun bu tazminatı karşılayacak
bir bütçeye sahip olmadığını, tazminatta anlaşmaya giderek, fiyatı
düşürdüklerini belirtti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder